10 Ocak 2014 Cuma

Mezarına gömsünler sizi

Yine bir hafta arası hadi Perşembe günü diyelim,aylardan da Nisan olsun mekan da meşhur Ulus'taki Karpiç olsun.Cemal Süreya Metin Altıok'la haftalık rakılarını içmektedirler,mesai bitimi.Üstelik İstanbul'dan misafirleri Edip Cansever de oradadır.
Hal hatır sormalar,günlük şikayetler,memuriyetin sıkkınlığı ve bıkkınlığı,üstelik memleketin karışık halleri derken sohbet uzadıkça uzar.Yine zorlu bir Ankara kışının sonrasıdır,baharın gelişi keyifle karşılanmaktadır.Hava karardıkça ortam serinler gibi olur ama o zor kışın ardından bu durum herkese Temmuz gibi gelir.
Sohbet koyulaşır ama Cemal Süreya'nın gözü iki masa ötede çaprazdaki çifte takılır.
İsimleri Nazif'le Gülsen olsun.Cemal Süreya bir yandan sohbete devam eder bir yandan çapraz iki masa ötedeki çifti incelemeye devam eder.Belli ki Nazif uzun kur süresi sonrası Gülsen'e açılmıştır,Gülsen de ondan hoşlanmıştır.Öyle taze çift de değillerdir halbuki,en azından otuzlarını aştıkları aşikardır.
Sonra masadaki muhabbete odaklanır tekrar Cemal Süreya,ölüm üzerine konuşmaktadırlar Edip ile Metin.Bir müddet dinler,hatta bir iki laf da eder konuya dair.Sonra tekrar çaprazda iki masa ötededir gözleri.
O zaman der insanoğlunun,(ki biz hep olumsuzlamışızdır o mekanı) mezarı böyle olsun,dört mevsim aşk meşk olsun olsun diye içinden geçirir.
Yıllar yıllar sonra ise Fazıl Say Cemal Süreya'nın şiirinin neşesinin,esprisinin üzerine bestesini kondurur Serenad Bağcan'ın yakışır sesiyle üstelik.

DÖRT MEVSİM
Bahar mezarına gömsünler sizi
Yapraklar gibi buluştunuzdu
Kokular gibi seviştinizdi
Bahar mezarına gömsünler sizi

Yaz mezarına gömsünler sizi
İlk kezmiş gibi buluştunuzdu
Son kezmiş gibi seviştinizdi
Yaz mezarına gömsünler sizi

Güz mezarına gömsünler sizi
Salkımlar gibi buluştunuzdu
Ağular gibi seviştinizdi
Güz mezarına gömsünler sizi

Kış mezarına gömsünler sizi
Sokaklar gibi buluştunuzdu
Çarşılar gibi seviştinizdi
Kış mezarına gömsünler sizi