19 Ağustos 2012 Pazar

Ankara Birası

Osmanlı'da küçük işletmeler harici ilk ciddi düzeyde bira üretimi 1890'lı yılların başında İsviçreli Bomonti kardeşlerce başlar.Feriköy'de kurulan Bomonti Bira Fabrikası'nın ardından yıllar sonra diğer bir ciddi girişim devlet tarafından Ankara'da yapılır ama bu süreç biraz sıkıntılı ve yeni devletin tepe yöneticileri arasında olaylı olur.
Atatürk,Orman Çiftliği'nde bira fabrikasının kurulumuna izin verdiği ve yapımına başlandığı zamanlarda İsmet İnönü'nün eniştesi Kudüslü Abdürrezzak Bomonti Bira Fabrikası'nın idare meclisinde yer almaktadır.Bu yıllarda aynı zamanda Bomonti Fabrikası'nın Osmanlı'dan aldığı imtiyazın müdddeti sona ermek üzeredir.Kudüslü Abdürrezzak İnönü'yü etkileyerek Ankara Bira Fabrikası'nın kurulmasını engellemeye çalışır.İnönü fabrikanın yapım aşamasında Atatürk'e giderek kurulacak tesisin iktisadi olmayacağını söylereyek vazgeçilmesini ister.Atatürk durumu fabrikanın yapımından sorumlu Hasan Rıza Bey'e iletir.Ama Hasan Rıza Bey İnönü'nün iddiasının tam tersi konuşur ve yapıma devam edilir.Atatürk ile Hasan Rıza Bey arasındaki diyaloglar kimi aracılarca İnönü'ye iletilir ve İnönü kendisinden daha alt derecedeki memurların görüşlerinin kabul görmesine sinirlenir.Anadolu Kulübü'nde hızlıca içtiği viskilerin ardından Çankaya Köşkü'ne çıkar.Atatürk'ın rakılı yemekli sofrasına oturur.Sohbet esnasında Atatürk faydalı işler yapmadığını düşündüğü İnönü'ye bağlı ziraat vekilinin görevden alınmasını istemesiyle İnönü zamanının geldiğini düşünerek alkolün de etkisiyle çıkışını yapar;
"Haberim olmadan mütemadiyen vekiller istifaya mecbur ediliyor.Maruzatıma itimat edilmeyerek sözlerim başkalarından tahkik mevzuu oluyor.Devlet işlerine ait bütün kararlar sofrada veriliyor.Gayrimesuler işe karışıyor.Bu gibilerden korkuyorum!” Atatürk ise; “Ya..Demek böyle.Demek devlet işleri hakkında sofrada,yani sarhoşlukta kararlar veriliyor,demek istiyorsunuz.Öyle mi?Bu nasıl laf?Bu nasıl düşünüş?Bu ne cüret?Maksadını anlıyorum.Pekala.”

Bu kısa tartışmanın ardından Atatürk sofrayı kaldırtır ve yatmaya gider.Sabah olunca ise Atatürk-İnönü arasındaki devlet yönetimindeki ilişki bitmiştir.

Ankara Bira Fabrikası'nın ve bununla birlikta hamam,işçi konutlarının projesi İsviçreli mimar Ernst Egli tarafından yapılmıştır.Egli de kimi zaman Ankara'nın "nazım planını" hazırlayan Alman mimar Hermann Jansen birlikte çalışmıştır.

Fabrikanın tamamlanmasıyla birlikte bir yandan reklam çalışmalarına da başlanmıştır;genel olarak halkı bünyede ağır tahribat yaratan yüksek alkollü içkiler yerine biranın tüketmesine yönelik çalışmalar olmuştur bunlar.Bomonti Fabrikası'nın da Tekel'e devredilmesiyle bir süre sonra devletin ürettiği tüm biraların adı Tekel Birası olmuştur.Tekel Birası'nın üretimine Yozgat'ta kurulan yeni fabrikayla devam edilmiş,Ankara Bira Fabrikası'nda ise bira yerine Ankara Viskisi adı altında viski üretimine başlamıştır.

Tekel Birası acımsılığının yanında has arpa tadıyla her şeyden önemlisi rakiplerinin yarı fiyatıyla halk içkisi olmasının hakkını verdi ama ne yazıkki özel sektörle rekabet edemeyen devlet 1980'lerin sonuna doğru üretimine son verdi. Ankara'ya ait içeceklerin hikayesi de Çubuk Şarabı,Ankara Gazozu,Ankara Birası ve en son 2000'lerin başında Ankara Viskisi'nin piyasadan kalkmasıyla son buldu.

Kaynaklar: 1-Klıç Ali Anlatıyor-16.17.18-03.1952 Milliyet Arşiv

2-Atatürk Orman Çiftliği’nde Ernst Egli'nin İzleri: Planlama, Bira Fabrikası, Konutlar ve“Geleneksel” Hamam-Leyla ALPAGUT

5 yorum:

  1. raskodan bir guzel yazi daha. klavyene saglik. goekmavi

    YanıtlaSil
  2. ellerine sağlık rakolnikov (damires)

    YanıtlaSil
  3. Bilgi için teşekkür ederiz, emeklerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Bende 2 tane ankara viski var kaç para eder

    YanıtlaSil
  5. Bende 2 tane ankara viski var isteyen bana ulaşın 05464831155

    YanıtlaSil